1. Gün
Siz değerli misafirlerimiz ile Adnan Menderes Havalimanı’nda belirlenen saatte buluşuyor ve THY ile önce İstanbul’a, oradan da aktarmamızı gerçekleştirerek TK88 19:40 uçuşu ile Güney Kore’nin başkenti Seoul’a varmak üzere uçuşumuza başlıyoruz. Yaklaşık 10 saat sürecek uçuşumuzun ardından yerel saat ile öğle saatlerinde Seoul Incheon havalimanına varıyoruz. Gümrük ve valiz işlemlerimizin ardından bizleri karşılayacak yerel rehberimiz ve otobüsümüz ile buluşuyoruz. Ardından Güney Kore’nin tarihi efsanelerine konu olmuş Han nehrini, şarkısı ile akıllara kazınan lüks Gangam yerleşim bölgesini ve Türkiye’nin 2002 dünya kupasında 3.lük ünvanını kazandığı futbol stadyumunu görerek Seul şehir merkezine kadar 45 dakikalık kısa bir yolculuk gerçekleştiriyoruz. İlk ziyaret noktamız Seul’ün en yüksek noktasına 1969 yılında televizyon sinyal kulesi olarak inşa edilmiş ve 216m yüksekliğinde kenti kuşbakışı görmemize imkan tanıyan bir seyir katına da sahip olan Seul N Tower olacak. Buradan Seul kentini 360 derecelik bir açı ile seyredip, yeni evlenen gençlerin aşklarını ölümsüzleştirmek maksadı ile rengarenk asma kilitler ile doldurdukları seyir teraslarını da ziyaret ederek ayrılıyoruz. Rotamızı muhteşem ve yemyeşil bir doğanın cömertçe kutsadığı Namsan dağının etkelerinde bir tema köy olarak 2012 yılında inşa edilen Namsan Hanok Köyü’ne çeviriyoruz. Seul’ü ziyaret eden turistlerin Güney Kore tarihi hakkında daha kapsamlı bilgi sahibi olmaları maksadı ile inşa edilen bu tema köyde yerel halkın 18-19 y.y. gelenek ve görenekleri hakkında bir çok bilgi edineceğiz. Ziyaretimizin ardından yeniden aracımız ile buluşarak, modern ve yüksek gökdelenleri, hareketli ve rengarenk sokakları izleyerek hotelimize ulaşıyoruz. Odalarımıza yerleşip kısa bir istirahat gerçekleştirdikten sonra rehberimizin belirleyeceği saatte hotelimizden ayrılıyoruz ve hem Seul’ün neon ışıkları ile meşhur rengarenk gecesini görüyor hem de bizim için ayarlanmış yerel restoranımıza giderek Kore Barbeküsü’nün, Kobe – Wagyu gibi dünyaca meşhur etlerin tadına bakacağımız akşam yemeğimizi alıyoruz.
2. Gün
Hotelimizde alacağımız açık büfe sabah kahvaltısının ardından Seul şehir turumuza başlıyoruz. Köklü bir tarihe sahip olan Kore’nin Joseon hanedanlığı döneminden bu yana 1400 yıllık başkenti konumunda olan Seul, bugün modern Güney Kore’nin de ticari ve siyasi yönetim merkezi. Bu sebeple Kore tarihinde inşa edilmiş en önemli yapılara ev sahipliği yapıyor. Turumuza 14. Y.Y’da inşa edilen, bugün Seul’de 4 büyük saraydan en büyüğü ve en eskisi ünvanlarına sahip olan Gyongbok Sarayı ve içinde yer alan Güney Kore Arkeoloji, Tarih ve Sanat Müzesi ile devam ediyoruz. Saray gezimiz esnasında sade ve basit mimari unsurların, güzel bir işçilik ve kaliteli peyzaj ile nasıl bir şahesere dönüştüğüne tanıklık edeceğiz. Saray ve müze ziyaretlerimizin ardından Seul’de ki tüm resmi törenlere ev sahipliği yapan, Kore alfabesinin mucidi Kral Sejong ile Japon istilasını bertaraf eden kutsal General Yi-Sun’un heykellerini göreceğimiz Gwanghawmun Meydanı ile devam ediyoruz. Yürüyerek geçeceğimiz meydanın sonunda bizleri bekleyen restoranımıza yerleşerek Kore mutfağının benzersiz lezzetlerini tadabileceğimiz öğle yemeğimizi açık büfe olarak alıyoruz. Yemeğimizin ardından otobüsümüz ile bugün ki şehir parlementosunu ve devlet başkanının ikamet ettiği Blue House’u (Mavi Ev) panaromik olarak görerek Seul’ün kalbi konumundaki kalabalık alışveriş caddesi Myangdong’a gidiyoruz. Burada rehberinizin bilgilendirmeleri ile dünyaca ünlü kozmetik markalarının indirimli mağazalarını dolaşabilir, Lotte binasının 58. Katından insanların karınca gibi gözüktüğü yükseklikte kahvelerinizi yudumlayabilir ya da 1240 lokal ve ekonomik dükkanın bulunduğu dünyanin en büyük yer altı pasajını ziyaret edebilirsiniz. Serbest zamanımızın sonunda yeniden aracımız ile buluşarak yakın mesafede yer alan ve bir diğer önemli sokak sanatları merkezi olarak kabul edilen Insadong caddesini gezmek üzere turumuza devam ediyoruz. Kore el sanatlarının yetenekli ellerde hayat bulduğu, sanat galerilerinin varlığı ile entelektüel kesimin uğrak yerlerinden birisi olan Insadong caddesi gezimizin ardından otelimize dönüyor ve istirahat ediyoruz.
3. Gün
Otelimizde alacağımız açık büfe sabah kahvaltısının ardından erken saatte hotelden ayrılarak 08:30 uçağı ile Japonya yolcuğuna başlıyoruz. 2 saat sürecek olan uçuşumuzun ardından Japonya’nın ticaret merkezi kabul edilen Osaka şehrinin Kansai Havalimanına ulaşıyoruz. Bizleri bekleyen yerel rehberimiz ve otobüsümüz ile buluşuyor ve Osaka körfezi boyunda 45 dakika yolculuk yaparak şehir merkezine ulaşıyoruz. Turumuza başlamadan önce geleneksel Tatami tarzında yerde oturarak hasır sofralar üzerinde bizlere ikram edilen ve deniz lezzetlerinden oluşan oluşan öğle yemeğimizi almak üzere yöresel bir restorana misafir oluyoruz. Burada hem yemeğimizi yiyor hem de Japon yemek kültürü hakkında tecrübe sahibi oluyoruz. Ardından 3.000 Japon Kiraz ağacınının aynı anda açtığı ve tüm gökyüzünü pembe bir renge bürüdüğü bahçeleri gezmek, fotoğraflamak üzere Osaka Kalesi’nin yolunu tutuyoruz. Japonya’nın Kiraz Ağacı çiçeklenme döneminin en iyi seyredilen 3 yerinden birisi olan Osaka Kalesi’nde kendimizi adeta bir film setinin içinde hissedeceğiz. Kale ziyaretimizin ardından otobüsümüz ile ayrılarak Osaka’nın kalbine, Dotonbori bölgesine gidiyoruz. Osaka şehri Japonya’nin ticari olduğu kadar lezzet başkenti olarak da kabul ediliyor. Dotonbori bölgesinde dünyaca ünlü Japon restoranlarının dar sokakları arasında yürüyerek Japon kültürünü tanımaya başlıyoruz. Japonların dini inancı olan Şintoizm ile ilgili bir çok küçük tapınağını da göreceğimiz yürüyüşümüz sonrasında Shinsaibashi kapalı çarşısında serbest zaman alıyoruz ve rehberimizin bilgilendirmeleri ile Japonya’ya özgü yöresel alışverişimizi gerçekleştiriyoruz. Serbest zaman sonrasında aracımız ile yeniden buluşarak Osaka İstasyonu’na yakın konumda yer alan otelimize gidiyoruz. Kısa bir istirahat sonrasında dileyen misafirlerimiz yeniden rehberimiz ile otelimizden ayrılarak bölgedeki yemek seçeneklerini değerlendirebilirler.
4. Gün
Otelimizde alacağımız açık büfe sabah kahvaltısının ardından erken saatte otobüsümüz ve valizlerimiz ile hotelden ayrılarak Japonya’nın bin yıllık başkenti ünvanına sahip ve iki gece konaklayacağımız Kyoto kentinin yolunu tutuyoruz. 1 saat sürecek yolculuğumuzun ardından ilk durağımız Bamboo Groove adı ile dünyaca meşhur Bambu ormanlarını göreceğimiz Arashiyama bölgesi olacak. Yine Japon kiraz ağaçlarının yolları süslediği sokaklarında yürüyerek bölgenin en büyük bambu ormanlarından birisinin içine giriyor ve 12-18 metre uzunluğunda göğü kapatan bambu çubuklarının arasında yürüyüş yaparak fotoğraflarımız çekiyoruz. Ardından aracımız ile yolculuğumuza devam ediyor ve Kyoto şehir merkezinde yer alan ve Kyoto başkent olduğu süreçte ülkenin yönetim merkezi olarak kullanılan eski sarayı ve bahçesinde bulunan 1.200 Japon kirazının rengarenk görüntüsünü görmeye gidiyoruz. Saray ziyaretimiz sonrasında Japon tarihinin zengin ailelerinden Ashikaga Shogun’u tarafından Kinkaku-ji tapınağının içine bir dinlence köşkü olarak inşa ettirilen, sarı renginden ötürü dünyaca “Altın Köşk” ya da “Altın Tapınak” olarak bilinen Golden Pavillion’u ziyaret ediyoruz. Bu yapıda hem imparatorluk mimarisini hem de samuray mimarisini bir ararada bir bütün olarak görüp, tanıyacağız. Gözümüze cennetten bir bahçe gibi görünecek olan park alanını da yürüdükten sonra yeniden otobüsümüz ile ayrılarak, Japon Shintoizm tarihinin en önemli tapınaklarından birisi olarak kabul edilen ve inşa edildiği yıllarda Japonya’nın en büyük tapınağı ünvanını alan Fushimi Inari tapınağını ziyaret etmek üzere tüm Kyoto şehrini baştan sona geçiyoruz. Tapınağın inşa edildiği alan Kyoto’nun en eski yerleşim bölgesi olduğu için çok renkli sokaklara ve sokak yemekleri kültürüne ev sahipliği yapıyor. Yürüyerek geçeceğimiz bu sokaklarda fotoğraf makinenizi elinizden bırakmak istemeyeceksiniz. Tapınağa ulaştığımızda bir turist gibi değil, bir Şinto gibi tüm adetleri usulüne uygun bir şekilde yerine getirerek ziyaretimizi gerçekleştiriyoruz. Rehberimiz her bir ritüelin ne anlama geldiğiniz sizlerle paylaşarak bu ziyareti sizler için unutulmaz ve anlamlı kılacak. Ritüellerin ardından tapınağın inşa edildiği tepenin etekleri boyunca uzanan ve binlerce “Tori” adında ki kapıların ard arda sıralanmasıyla oluşturduğu yoldan yürüyerek kutsal ziyaretimizi tamamlıyoruz. Otobüsümüz ile yeniden buluşarak 2 gece konaklayacağımız merkezi konumda yer alan otelimize gidiyoruz.
5. Gün
Otelimizde alacağımız açık büfe sabah kahvaltısının ardından Japonya’nın ilk başkenti ünvanına sahip olan, Budizm’in Japonya’da ki yaşayan merkezi olarak en önemli tapınaklarının inşa edildiği Nara kentini gezmek üzere yola koyuluyoruz. Nara’ya Kyoto istasyonundan gerçekleştireceğimiz 45 dakikalık tren yolculuğu ile ulaşıyoruz. Nara istasyoununda bizleri Todai-ji Tapınağı’nın yer aldığı kutsal geyik parkına götürecek olan lokal otobüse biniyor ve 10 dakika içinde parka ulaşıyoruz. Parka adım attığımız anda etrafımızı Şinto inancında tanrılardan mesaj getiren hayvan olarak kabul gördüğü için kutsal ilan edilen geyikler sarıyor. Yöre halkının sattığı kurabiyelerden satın alarak geyikleri elleriniz ile besleyebilir, bu esnada rahatça fotoğraf çekebilirsiniz. Kısa bir yürüyüşün ardından dünyanın en büyük Bronz Budha Heykeli’ni içinde barındıran ve Japonya’nın en önemli Budizm tapınağı olarak UNESCO Dünya Miras Listesi’nde üst sıralarda yer alan Todai-ji tapınağını ziyaret ediyoruz. Yaklaşık 2 saat sürecek olan ziyaretimiz sonrasında Kiraz ağaçlarının inanılmaz manzaraları eşliğinde fotoğraflarımızı çekerek yeniden Nara istasyonuna dönüyoruz ve Kyoto’ya tren ile geri dönüş yolculuğuna başlıyoruz. Kyoto’ya vardığımızda Japon kültürünün en eski değerlerinden birisi olan ve bugün yalnızca tek bir bölgede yaşamaya devam eden “Geisha” kültürünü yakından görmek üzere Gion bölgesine gidiyor ve dileyen misafirlerimiz ile turistik bir show olan Gion Corner şovuna katılıyoruz. Sonrasında gece boyunca yapacağımız yürüyüşümüz ile hem Kyoto’yu daha yakından tanıyacağız, hem de tarihi dokusu ile Kyoto kentinin nasıl bozulmadan günümüze kadar ulaştığına tanık olacağız. Konaklama otelimizde.
6. Gün
Sabah kahvaltımızı otelimizde açık büfe olarak aldıktan sonra yeniden Kyoto istasyonuna geçiyoruz ve saatte 350km. ortalama hızla seyredecek olan meşhur “Mermi Tren”e binerek Hiroshima yolculuğumuza başlıyoruz. Yolumuz üzerinde bir başka UNESCO koruma noktası olan Himeji kenti yer aldığı için burada inerek Himeji Kalesini gezmek üzere 2 saatlik bir mola veriyoruz. Kale bembeyaz bir yapı olması ve şehrin en yüksek noktasında yer alması sebebiyle istasyondan dışarı adımımızı attığımız anda bizleri büyülemeyi başarıyor. Kiraz ağaçlarının pembe rengi ile kalenin beyaz renginin uyumu, burada çekeceğimiz her bir kare fotoğrafı eşsiz kılmaa yetiyor. Kale ziyaretimizin ardından aynı alanda yer alan ve imparatorluk bahçesi olarak Japonya’in en iyi peyzajlarından birisi olarak gösterilen Ko Ko-En bahçesi de göreceğimiz yerler arasında yer alıyor. Ziyaretlerimizi tamamladığımızda yeniden istasyona dönüyor ve bir sonra ki mermi tren ile Hiroshima yolculuğuna devam ediyoruz. Kente ulaştığımızda istasyona 100m. Konumda yer alan otelimize yerleşiyor ve bir gün sonra ki yoğun gün öncesin istirahitimizi gerçekleştiriyoruz.
7. Gün
Sabah hotelde alacağımız açık büfe kahvaltının ardından Hiroshima istasyonundan bineceğimiz tren ile Miyajimaguchi istasyonuna, oradan da feribot seferi ile Miyajima adasına ulaşıyoruz. 1945 atom bombası saldırısına kadar dini bir merkez olarak kullanılan ada, 1947 anayasası sonrası ülkenin en önemli turizm merkezlerinden birisine dönüştürülmüştür. Ada genelinde yürüyerek yapacağımız yarım günlük turumuzda UNESCO Dünya Miras Listesinde bulunan ve Japonya’nin en iyi 3 manzarasından birisi kabul edilen Itsukushima Tapınağı’nı ve tapınağın dünyaca ünlü sembolü haline gelen, denizin içinden yükselen 22mt. devasa Tori’sini (Anıt Kapı) göreceğiz. Gezimizin ardından adadan ayrılarak Hiroshima şehir merkezine dönerek, 1945 yılında dünyanın ilk atom bombasının atıldığı alanı, bugün ki adıyla Barış Parkı’nı ziyaret edeceğiz. Park ziyaretimizde atom bombası saldırısının sembolü haline gelen ve bombanın şiddetini bugün bile gözler önüne seren Kubbeli Sanayi Tanıtım Binasını, Barış Parkı Çanını, Çocuk Barış Anıtı ve Sadako Sasaki Heykelini, Atom Bombası Kurbanları Anıtını ve Barış Alevini ve son olarak tüm detayları ile Barış Parkı Müzesi’ni göreceğiz. Ardından yürüyerek Hiroshima şehir merkezini gezerek otelimize dönüyoruz.
8. Gün
Sabah çok erken saatte kahvaltımız sonrası otelden ayrılarak gezimiz boyunca kullanacağımız en hızlı tren ile Hakone yolculuğumuza başlıyoruz. Yaklaşık 800 km’lik mesafeyi 3 saatte alıyoruz ve Owakudani istasyonuna ulaştığımızda bizi bekleyen otobüsümüz ile buluşuyoruz. Japonya’nın kuruluş efsanesinde büyük bir mitolojik öneme sahip olan en yüksek dağı Fuji Dağı’nı görebileceğimiz Ashi Gölü’ne doğru 45 dakikalık bir yolculuk yapıyoruz. Ashi gölüne verdığımızda önce Kiraz ağaçlarının bizlere sunduğu o eşsiz manzaraları fotoğraflıyoruz ardından korsan teknesi olarak dekore edilmiş yolcu gemilerine binerek Ashi gölü boyunca yelken açıyoruz. Varacağımız istasyonda “Gökyüzü Gondolu” olarak adlandırdıkları teleferiklere binerek bugün hâla aktif durumda olan Owakudani Volkan Krateri’ne çıkıyor ve çatlaklardan yeryüzüne çıkmaya devam eden lavların manzarasında Fuji Dağı’nı tam karşıdan seyrediyoruz. Burada alacağımız açık büfe öğle yemeğinin ardından yukarıda bizleri bekleyen otobüsümüze biniyor ve Japonya’nin başkenti Tokyo’nun yolunu tutuyoruz. Konaklama Tokyo’nun ve Dünya’nın en popüler alışveriş merkezlerinden birisi olarak kabul edilen Ginza bölgesinde ki hotelimizde.
9. Gün
Sabah kahvaltımızı otelimizde açık büfe olarak aldıktan sonra yerel rehberimiz bizleri otelimizde karşılıyor ve Tokyo turumuza başlıyoruz. İlk durağımız dünyanin en büyük Balık Pazarı’nı ve deniz mahsulü restoranlarını bünyesinde barındırdan Tsukiji bölgesi olacak. Daracık sokaklarda, envai çeşit çiğ ya da pişmiş balıkların satışının yapıldığı bu pazarda turun en renkli fotoğraflarını yakalayacak ve dilerseniz aperatif olarak Sushi’lerin tadına bakabileceksiniz. Ardından otobüsümüz ile Tokyo’nun en önemli tapınağı olan Asakusa Kannon tapınağını gezmek ve nehir boyunca Japon Kiraz Ağaçları’nın çiçeklenmesinin kutlandığı festivale katılmak üzere Asakusa bölgesi ile devam ediyoruz. Burada festivalin tadını çıkarmak üzere oldukça uzun bir serbest zaman kullanıyoruz. Serbest zamanımız sonrasında rehberimiz ile yeniden buluşarak Tokyo’nun en kalabalık ve en renkli bölgesi olan Shinjuku bölgesine devam ediyoruz. Tokyo’nun modern ve renkli yüzünü görebileceğimiz dükkanlar ile en popüler eğlence merkezlerinin yer aldığı Shinjuku bölgesini de gördükten sonra son olarak bugün Büyük Japon İmparatoru’nun evi olan, bulunduğu bölge ve büyüklüğü itibari ile Dünyanın en pahalı mülkü olarak kabul edilen Japonya İmparatorluk Sarayı’nı görmeye gidiyoruz. Sarayın dışında yapacağımız gezi ile İmparatorluk hakkında son bilgileri rehberimizden dinleyerek, halka açık olan tek yer olan küçük bahçesine girerek yakından görüyoruz. Sonrasında otobüsümüz bizi hotele bırakıyor ve rehberimiz eşliğine otelimizin bulunduğu bölge olan Ginza’yı keşfetmek üzere biz turumuza devam ediyoruz. Dilediğiniz her türlü dükkanı bulabileceğiniz Ginza sokaklarında geç saate kadar gezdikten sonra valizlerimizi toplamak ve bir gün sonra ki uçuşumuza hazırlanmak üzere otelimize dönerek istiriahate çekiliyoruz.
10. Gün
Son günümüzde tüm misafirlerimize kendi özel ihtiyaçlarına vakit ayırabilmeleri için transfer saatimiz olan 16.00’a kadar serbest zaman veriyoruz. Dileyenler Ginza caddesinde alışverişlerine devam edebilir, dileyen misafirlerimiz ise rehberimizin yönlendirmeleri ile günü istedikleri gibi değerlendirebilirler. 15.30’da yeniden otelimiz lobisinde buluşarak otobüsümüzü bekliyor ve 16.00’da bizleri alacak olan otobüsümüz ile devamında Narita Uluslaralası Havalimanı’na ulaşıyoruz. 19.55 yerel saati ile önce Seul’a, oradan THY 23:55 uçağı ile Türkiye’ye dönüş yolculuğumuza başlıyoruz.
(E)