1.Gün
Sabah saat 03:00’da Aydın Nevzat Biçer otoparkından, saat 04:00 ‘da Kuşadası’dan misafirlerimizi alıp yolculuğumuza başlıyoruz.
Saat 08:30’da Edremit’te ova kahvaltı bahçesinde özel açık büfe kahvaltımızı( 35 çeşit+sınırsız çay+nescafe ) alıyoruz.
Kahvaltımızın ardından saat 09:00’da Kazdağları’na doğru yola çıkıyoruz.
İlk durağımız Kazdağların’da bulunan Zeytinli köye varıyoruz. Buradan araçlarımızla Hasanboğuldu Milli Parkına hareket edeceğiz. Daha sonrasında rehberimiz eşliğinde sırasıyla Sütüven Şelalesi ve Hasanboğuldu Göleti görülüp rehberimizden bilgilerimizi alarak kısa bir fotoğraf molası ardından dolmuşlara binerek Zeytinli köy’e hareket edeceğiz. Zeytinli köy’de bulunan osmanlı döneminden kalma zeytinyağı fabrikasını ziyaret edip o dönemlerde zeytinin nasıl işlenip yağının çıkarıldığının bilgisini alacağız.
Fabrika ziyaretimiz ardından bizi bekleyen aracımıza binerek zeytinli köy’den hareket edeceğiz. ilk durağımız emekli öğretmen Ali Kudar’ın kurduğu tahta kuşlar Etnografya müzesi olacaktır veya zamana göre sarıkız kazdağı Etnografya galerisi ziyaret edilecektir girişler ekstradır her iki müzenin girişleri ekstradır( kişi başı 4 tl ile 6 tl arasıdır. Ekstra öğle yemeği Altınoluk tarafında yenilecektir. (ekstra) Daha sonrasında konaklama otelimizde.
5 yıldızlı Adrina otel otelimiz Edremitte’dir. Açık büfe akşam yemeği yemekte su dahil, içecekler ekstra
Otelimizin web sayfası: www.adrinahotel.com
2.Gün
Sabah 07:00 09:00 arası otelimizde açık büfe kahvaltımızı alıyoruz. Ardından 09.30’da otelden ayrılıp Assosa doğru hareket ediyoruz. Saat 10.45’de Asos’a varıp, Assos Berham Kale’yi de gezme imkanı buluyoruz. Öğlen saatlerinede Asos’tan çıkıp Ayvalık’a doğru yola çıkıyoruz. Ayvalık Cunda dasına vardıktan sonra akşam yemeğinde Cunda’da adasında balık ekmek yiyoruz(Ekstra).
Ardından Saki Lokma İmparatorluğun’da lokma yeme imkanı zamanımız yeterse Şeytan sofrasını görme imkanı buluyoruz. Tüm gezilerimizin ardından Kuşadası ve Aydın’a Doğru yola çıkıyoruz. Misafilerimizi belirlenen noktalara bıraktıktan sonra turumuzu burda sonlandırıyoruz.
Bir başka Yupa Turizm organizasyonunda buluşmak üzere ayrılıyoruz, ve diyoruz ki;
Bizi Bizimle Gezenlere Sorun, Sonra Karar Verin.
Kazdağları (İda Dağları) Hakkında
Edremit Körfezi’nin Kuzeyinde bulunan Kaz dağları 21.300 hektarlık alanıyla deniz ve yeşilin tarihi dengeler ile doğanın kucaklaştığı zengin fauna ve florası ile ülkenin görülmeye değer yerlerindendir. Kazdağlarına ilçenin dört noktasından ulaşılabilir. Bunlar Zeytinli, Kızılkeçili Köyü, Güre Köyü ve Altınoluk istikametinden çıkan orman yollarıdır.
Kazdağı tarih öncesi yıllarda da çeşitli medeniyetleri barındırmış muhtelif tarihlerde kentler, kasabalar kurulmuş ve yıkılmıştır. Bilinen tarihi MÖ 2000 yıllarında başlar. Bu tarihlerde Thebe şehri, Lyrnessos şehri, Khrysa şehri, Killa Şehri, Anderia şehri, Antandros şehri, Adramytteion şehri, Astrya şehri, Gargara şehri gibi şehirler kurulmuş bunlardan bir çoğuda Truva savaşları sırasında yok edilmişlerdir.
Homeros İlyada’sında İda Dağı ( Kazdağı ) için ‘Bol pınarlı vahşi hayvanlar anası’ diye bahsetmektedir. Kazdağı’nın heryerinden kaynaklar çıkmaktadır. 1500 mt rakımda dahi yaz kış suyu olan kaynaklar mevcuttur. Edremit, Akçay ve Altınoluk’un buz gibi soğuk ve bol içme ve kullanma suyu Kazdağı’nın eriyen kar sularıdır. Kazdağları’ ndan gelen orman havası ile denizin iyotlu ve oksijen miktarı yüksek havası birleşince Altınoluk Şahinderesi boğazı civarı oksijen çadırı şeklinde ifade edilmektedir. Dünyanın oksijen bolluğu yönünden ilk üç yerinden biri olduğu tespit edilmiştir.
İda Dağı (Kazdağı), dünyada mitoloji ve efsaneler Dağı olarak bilmektedir. Kazdağlarındaki üç efsaneden biri Yunan efsanesi (İlyada) diğerleri Sarıkız ve Hasan ile Emine’ nin aşk öyküler olan iki Türk efsanesidir.Yunan Mitolojisinde Paris`in Altın Elmayı Afrodit`e vermesi sonucu, dünyada ilk güzellik yarışmasının yapıldığı yerdir. Bilindiği gibi, bu güzellik yarışması getirdiği sonuçları itibarıyla, tarihte meşhur Troia savaşlarının çıkmasına neden olmuştur.
Assos Hakkında
Assos Antik kentinin tarihçesi M.Ö. 6.yy`a kadar gidiyor. Zamanında kent, yüzünü denize dönmüş ve teraslarla iniliyormuş denize. Osmanlıların yerleşmesinden sonra yerleşim ters istikamette gelişme göstermiş ve Behramkale köyü ortaya çıkmış.
Kent sönmüş bir volkanik tepe üzerine, andezit kayalıkları arasına, denizden 236 metre yüksekliğe kurulmuş. Assos`un etrafında bol bulunan andezit taşı kentin inşasında kullanılmış. Assos taşı zor işlenen ama çok dayanıklı bir taş. Eskiler onun için insan yiyen taş diyorlarmış. Bu taştan yapılan lahitler zamanında Assos`dan ihraç edilen mal türlerindenmiş.
Assos`da arkeolojik ilk kazı 1881-1883 yıllarında Amerikalı bir arkeoloji grubu tarafından yapılmış.1981 yılında tekrar başlayan kazılarda ilk olarak nekrapol yani mezarlık ortaya çıkarılmış.
Surlar
Kentin çevresi günümüzde de görülebilen 3200 metre uzunluğunda 20 metre yüksekliğinde surlarla çevrilidir. Surlar M.Ö. 4. yy`da inşa edilmiştir. Kente giriş ve çıkışı sağlayan iki ana kapı bulunmaktadır. Doğu ve batı kapılarının önündeki alan nekrapol(mezarlık) olarak kullanılmıştır. Nekrapolde basit mezarların yanı sıra görkemli anıtsal mezarlar da bulunmuştur.
Nekrapol
Nekrapolün 9 yüzyıl boyunca mezarlık olarak kullanıldığı tespit edilmiş.En eski gömülerde yakılan cesetlerin küllerinin küplere konulup ağızlarının kapanması şeklinde gömüldüğü görülmüş. Sonra daha büyük küplere ana karnındaki pozisyonda yerleştirilmiş ölüler. Küplerin içine ölü için hediyeler de konuluyormuş. Daha sonra lahit şeklinde mezarlar kullanılmış. Lahitler yüzeye yakın oldukları için kolayca ortaya çıkarılmış ve define avcıları tarafından soyulmuş çoğu. Lahitlerin içinde ele geçirilen, ölü için konulan hediyelerden en ilginci pişmiş topraktan yapılmış bir kadınlar orkestrası heykelciği !
Athena Tapınağı
Antik kentin en yüksek noktasında Athena Tapınağı bulunuyor. Arkaik çağ`da Anadolu`da yapılan ilk ve tek dor düzenindeki tapınak, hala büyüleyici ortamını koruyor. Zeus’un kızı ve 12 Olimpos Tanrısından biri olan Athena kentin koruyucu tanrıçasıymış. Sağlam sütunlardan çıkarılan örnek kalıplarla dökülen yeni sütunlar ayakta. Karşınızda Midilli adası, görkemli Ege denizi, yüzünüzü okşayan rüzgar, özellikle gün batımında sizi antik çağlara götürecek kadar etkileyici. Tapınağın kutsal odasında bulunan tanrıça heykeli 1800`lü yıllarda Amerikalılar tarafından götürülmüş.
Sütunların üzerlerindeki frizlerin(kabartmaların) bir kısmı Boston Müzesi, Louvre Müzesi ve İstanbul Arkeoloji müzesinde saklanıyor. Kabartmalarda Herakles ile ilgili bir hikaye anlatılıyor.
Amfi Tiyatro
Antik kentin güney yamacında Midilli Adası`na karşı kurulmuş tiyatronun bir deprem sonucunda yıkıldığı tespit edilmiş. Doğal bir kaya oyuğuna yapılmış, tahmini 2500 kişilik olan tiyatro sonraki yıllarda taş ocağı olarak kullanılmış. Yapım tekniği ve plan özellikleri açısından bir Roma çağı tiyatrosudur.
Tiyatronun yıkılan duvarları restorasyon sonucunda yeniden örüldü. Aslına uygun oturma sıraları yeniden dökülerek yapıldı. Şu anda tiyatro 1500 kişiyi ağırlama kapasitesinde ve çeşitli festival ve konserlere ev sahipliği yapabilmekte. İskeleye inen yol üstünde, solda, giriş kapısını farkedeceksiniz.
Cunda Adası (Alibey Adası) Hakkında
Alibey Adası`nın bugünkü ismi, Kurtuluş Savaşı`nda padişahın `Yunanlılara teslim olun` emrine karşı gelerek silahlı mücadeleye başlayan ilk birliğin kumandanı Yarbay Ali Çetinkaya`ya ithaftır. Ada daha önce Cunda ve Moshonisia (Kokuluada)isimleriyle tanınıyordu. Piri Reis`in Kitab-ı Bahriyesi`nde bahsettiği Yund Adalarının bu bölgeye ait olduğu tahmin edilmektedir.
Adanın nüfusu 2000 yılı itibariyle 5.000`dir. Ancak bu rakam yazın 20.000`e kadar çıkabilir. Adanın nüfusunun çoğunluğu Girit ve Midilli adalarından 1924 mübadelesi zamanında göç eden Türkler`den oluşmaktadır. Bu yüzden adanın yaşlı nüfusunun çoğu dünyada 15.000.000 kişinin konuştuğu Rumca-Yunanca`yı bilmektedir. Son yıllarda ada nüfusu, emeklilik günlerini sakin bir yörede geçirmek isteyen büyük şehir sakinleri tarafından arttırılmıştır.
Detaylı Bilgi ve Rezervasyon İçin
Aydın Ofis : 0256 213 07 01 Kuşadası Ofis: 0256 614 99 33
Aydın AVCI 0532 760 66 21 - 0549 414 14 41